English
Merhaba, üye girişi için tıklayınız
ŞALOM - Dergi Kasım 2016
ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016ŞALOM - Dergi Kasım 2016
ŞALOM - Dergi Kasım 2016
Tükendi!

Sevgili Okur,
Kasım ve kasımpatılar…
Anımsatır ilkokul günlerinin 10 Kasım’ını,
Ya akşamdan alınırdı, ya da sabah erken o kasımpatılar, Ata’yı anmak için.
Duygudaşlığı o günlerde öğrenmiş ve paylaşmıştık, sınıfça, okulca, ülkece…
Doğru… Yoktu o günlerde günümüz iletişimi,
İdare ederdik radyolarla ve aile görgüleriyle…
Üstelik ilâhlaştırmamıştık henüz, parayı,
Ve hepimiz birbirimizin gözüne bakardık, ta en içlerine,
Ahlâk değerleri vardı, saygıyı tanırken yakın plândan,
Kalplerimizde vatan sevgisi, toprak sevgisi,
Heyhat! Bugün…
Nasıl? Nasıl öğretilecek sevgi, bakamazken birbirinin gözünün bebeğine?

***

Gezegen tamamen karardı mı?
Hayır… Hayır… Hayır…
Kalplerdeki en ufak umut kıvılcımına cankurtaranmışçasına sarılıyoruz.
Aynen bu ayki dergimizde minik bir çapta da olsa sergilediklerimizle...
STK – Sivil Toplum Kuruluşları dosyasını hazırlamaya nasıl mı gönül verdim?
Bir genç kadındı, hayli genç…
Sordum ona: “Niye bu STK sektöründe çalışmayı seçtin?
Onun yanıtıydı o gün, yaşamımı daha anlamlı kılan.
Ve şöyle cevap vermişti, soruma: “Fark yaratmak için!”
“Adaletsizlik, eşitsizlik gibi rahatsız olduğum şeylerden dolayı bu alandayım.
Bir şeylerin değişebileceğine inandığım ve bunun parçası olmak istediğim için.”
İşte tam da bu yüzden, iyilikten, sevgiden, bağıştan, hayırdan söz etmeyi seçtik, bu ay. Ulaşamayacağımız kadar çok olana. Anmadıklarımızdan özür dilerken…
Minicik bir iyilik buketi, bir sevgi aynası olarak algılanması umuduyla…

***

İçtenlikli dileklerim, sayısız satırlarım, çoğu kelime dizelerim - anlatılarım, noktalanır üç nokta ile...
Şimdilerde ise yeni konuk oldu, Şems-i Tebriz'in sözleri, dağarcığıma:
"Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy...
Açık bir kapı bırak daima...
Ne kadar bilsen de hiçbir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma, tevazudan şaşma... 
Ancak o zaman kurtulabilirsin bilginin cehaletinden...
Bildiklerini unut..."
Belki de gerçekten unutmak zorundayız kimi kez,
Akıl, vicdan, ahlâk, iyilik ve adalet gibi sözcükleri anmak, tekrarlamak ve yaşamlarımızda çoğaltmak adına…

***

Son bir not olarak… Bütün çiçekler Yaradan’ın armağanları,
Ama en çok papatyayı seviyorum, sevgi ve masumiyeti çağrıştıranları…
Ama kasımpatılar…
Hep 10 Kasım’ı çağrıştırdıklarından hep hüzünlenirken…
 
Sevgiyle ve umutla kalın,
Suzan Nana Tarablus
Şalom Dergi Editörü