English
Merhaba, üye girişi için tıklayınız
ŞALOM Dergi - Ekim 2018
ŞALOM Dergi - Ekim 2018ŞALOM Dergi - Ekim 2018ŞALOM Dergi - Ekim 2018
ŞALOM Dergi - Ekim 2018
Ürün Fiyatı :
14,00   (Kdv Dahil)

Geçtiğimiz Temmuz ayında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Göbeklitepe, 40 yıl öncelerinde gün yüzüne kavuşmuş, “İnsanlık Mirası” kavramını en çok çağrıştıran bir inanç merkezi. Adeta, Taş Devri’nin avcı-toplayıcıları bir şişeye doldurmuş ve zamanımıza ulaştırmaya çalışmış İnsanlık Ailesi’nin ortak  öyküsünü. Lâkin sadece ‘giriş’ bölümünü...

Şimdilerde ise Edinburgh Üniversitesi’nden, yerleşik yaşamın ve üretimin başlangıcına dair hayretlere düşüren bir keşfe medya aracılığıyla tanık olduk:
Medeniyetin hikâyesine girişi simgeleyen Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’den çıkarılan tabletlerin üzerindeki çizimler ile Avustralya’nın kuzeyindeki Arnhem Land bölgesinin yerel kavmi Aborjinlerin kullandığı birbirine benzer birçok simge ve motif tespit edildi. İki adet “U” harfine benzer şekilde olan sembolü Aborjinler ‘karşılıklı olarak oturan ve bilgilerini paylaşan iki insanı’ betimlemek için kullanıyor.
Göbeklitepe’de rastlanan hayvan figürleri de değişik Aborjin totemlerinin ifadesini taşımakta. Bu inanç merkezinde bulunan bir kadın figürüyle Aborjinlerin ‘Yingarna’ adlı tanrısı - Toprak Anası - da benzer özelliklere sahip. 

Aynı doğrultuda, Güney Amerika dâhil olmak üzere dünyanın birçok sit alanlarında izlenebilen, “çanta taşıyan Tanrı” betimlemelerinin benzerlikleri karşısında sorgulamadan edemiyoruz:

İnsanlık ailesinde birlik ve bütünlük dengelerini bozan ne idi?
Gezegenimize göktaşı mı, kuyruklu yıldız mı çarpmış?
Tufan mı olmuş? Büyük Patlama mı?
Örneğin... Babil Kulesi Efsanesini anımsayalım:
        “Başlangıçta bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırdı.” (Tevrat; Yaratılış 11:1)

         Sonra, kendimize bir kent kuralım,” dediler, göklere erişecek bir  kule dikip ün salalım.

         Böylece yeryüzüne dağılmayız.” (Tevrat; Yaratılış 11:4)

Tanrı’ya ulaşmak için inşa edilen bu kule hakkında Eski Ahit insanoğlunun kibrinden işte böyle söz eder! Babil’in kibri kargaşaya ve yıkıma yol açmıştı! İnsanlık ailesinin dilleri farklılaşmış ve insanlar birbirlerini anlamayacak şekilde yeryüzünün dört bir tarafına dağılmışlardı.

 

***

Geçtiğimiz günlerde...
İkiz kız kardeşi Efua Atta’yla birlikte Gana’da dünyaya gelen, Birleşmiş Milletlerin ilk Afrikalı bir siyahî olan yedinci genel sekreteri Kofi Annan’a veda ettik.
II. Dünya Savaşı esnasında Alman işgali altında bulunan Macaristan’da on binlerce Macar Yahudi’sini Nazilerden kurtaran İsveçli Diplomat Raoul Wallenberg’in yeğeni Nane Mari ile evliydi. Kofi Annan’ı, arabuluculuklarıyla Türkiye’nin Kıbrıs konusuna yaklaşımlarını, ABD’nin Irak Savaşı’ndaki rolüne ve özellikle İnsan Hakları’na katkılarını saygıyla yâd ediyorum.

 

***

Ayrımcılığa, ötekileştirmelere, savaşlara karşı bir duruş olarak, dergimizin bu ayki konusu EUGENICS.

‘İnsanlık Ailesi’ kavramına yeniden sahip çıkarak Aborjinlerin günümüze dek yaptıkları gibi kişilerin veya ulusların “karşılıklı oturarak bilgiyi paylaşmak” ilkesini yeni baştan sahiplenmesini, gezegenimizde birlik ve bütünlük adına savaşlara ve şiddete son verilmesini diliyorum.

Gönüllerde hümanizmanın, barışın özlemi içinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!

Sevgiyle,
Suzan Nana Tarablus
Şalom Dergi Editörü