English
Merhaba, üye girişi için tıklayınız
ŞALOM Dergi - Ekim 2019
ŞALOM Dergi - Ekim 2019
ŞALOM Dergi - Ekim 2019
Ürün Fiyatı :
16,00   (Kdv Dahil)

Eylül-Ekim ayları Yahudilerin yeni yılı-Roş Aşana başta olmak üzere Yom Kipur (Kefaret Günü) ve Sukot (Çardaklar) Bayramlarının kutlandığı bir dönem. 

Bir yeniden başlama zamanı.

Semavi dinlerin ilk kutsal kitabı Tevrat’ta Yaradılış Bölümü’nden bir derleme:

Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu. Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

Sonra… 

Tanrı, “Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın” diye buyurdu. 

Tanrı, “Göğün altındaki sular bir yere toplansın ve kuru toprak görünsün” diye buyurdu ve öyle oldu. Kuru alana ‘Kara,’ toplanan sulara ‘Deniz’ adını verdi.

…Ve Tanrı, “Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar ve türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin,” diye buyurdu ve öyle oldu.

…Ve Tanrı, “Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun,” diye buyurdu. Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. 

…Ve Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.

***

Tanrı dünyayı 6 günde yarattı ve yaratılarını kutsarken verimli olup çoğalmamızı, yeryüzünü doldurmamızı ve denetimimize almamızı söyledi. … Ve dedi ki: “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun. İşte yeryüzünde tohum veren her otu ve tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak. Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum…” 

***

Şükrederek yaratılana, doğada yaşanmış bir mevsimi daha geride bırakıyoruz. Özlemle kucaklaştığımız denizdeki balıklarla koyun koyuna yüzdük. Çiçeklerimiz, meyvelerimiz, ağaçlarımız… gölgeyi, serini, lezzeti, güzelliği sundu. Verimli topraklarımızın en taze, en lezzetli sebzelerini, otlarını, meyvelerini taşıdık sofralarımıza.

Bahçemdeki begonviller, portakal ağacıyla kucaklaştı, hem-dem oldu. 

Lâkin…

İsyanım, orman yakanlara - hani Tanrı’nın suretinde yaratılmıştı insan? Bu yaz yeryüzü yandı. Gezegenimizin %20’sinin oksijen kaynağı Amazonlar, haftalarca ateş hattına dönüştü, her tarafında orman yangınları yaşanıyor. 2019'da şimdilere dek 16 milyon orman yangını meydana geldi. Sibirya’daki yangını kurtarmaya “maliyet” yüzünden girişilmedi. Güneyi ve kuzeyiyle Avrupa tutuştu. Xantos (Antalya), Ege’miz - İzmir’imiz, defalarca Bodrum’umuz, Tekirdağ’ımız… her yaz olduğu gibi alevlere boğulduk, yine ve yeniden. Brezilya'da 3 ayda 500 milyonu telef olan arılar, dünya genelinde insan gıdasının %90'ını karşılıyor, 82 bitki türünün 63'ünü onlar tozluyor. Arılar olmadan bu bitkilerin tohum bağlaması imkânsız. 

Yandı - yanıyor bitkiler, ağaçlar, içinde barındırdığı tüm yabanıl hayvanlar, kuşlar, sürüngenler - soluk alıp veren bütün hayvanlarla ormanlarımız.

Yeni bir yıla, yeni bir mevsime girdiğimiz bugünlerde tüm vicdanlara bir çağrı: 

Ey önlenemez bir hırs, kibir ve bencillikle cehaleti sönmek bilmeyen bir meşaleye dönüştürenler! Tarla, otel, villa, inşaat ve tabii ki rant kapısı, getiri kapısı mı olacaktı nefesimiz - oksijenimiz?

Bu muydu Tanrı’nın buyruğu?

***

Cumhuriyet Bayramı'nı kutlarken, aydınlık bir gelecek dilerim, bütünün yararına…

Sevgiyle